Namazlarımda aksaklık oluyor. Sürekli kılmak için acaba ne yapmalıyım?

Namazlarında aksaklık olmaya sebebiyet veren gene kardeşimizin kendisi. Namazlarındaki aksaklığı şartlar ne olursa olsun, kişi onu yapmamak gibi bir kötü duruma asla düşmeyerek, mutlaka tahakkuk ettirmelidir. Ama zamanında yapamamış. Olsun! Eğer o kişi zamanında kılamadığı bir namazı, daha sonra kılmayı usûl haline getirirse, Allahû Tealâ bu konuda ona büyük ölçüde yardım edecektir. Ama bir kişi; “E, ne yapayım, namazını kılamadım. Artık o namaz geçmiş. Boş ver. Bundan sonraki namazları kılarım.” diyorsa, bu sevgili kardeşlerim, bir eksikliği ortaya koyabilir. Hepimizde bir inanç olması lâzım. O inanç şu: “Ben Allah'a borçluyum. Sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazlarını kılmakla mükellefim. Öyleyse hatta bunu 7’ye çıkarmam da söz konusu olabilir. Onu yaparsam daha güzel olur.”

Sevgili kardeşlerim! Bir insanın Allahû Tealâ’yla olan ilişkilerinde, yapması lâzımgelen şey son derece kolay. Zaten tatbikatını yaptınız. Biliyorsunuz. Namaz kılmak bir zevktir.  Ve Allahû Tealâ’dan bu zevki yaşamak üzere talepte bulunarak namaz kılan bir insan, her zaman bu zevki yaşar. Öyleyse mademki namaz kılmak bir zevk bunu hiç kaçırmamalıyız. Ama diyelim ki kaçtı. Vazifelerimiz bizi ansızın başka bir yerlere sürükleyebilir. O zaman da yolda kılabiliriz. Arabayla gidiyorsak arabada kılarız. Şu veya bu sebeple kılamadığımızı düşünelim. O zaman da evimize döndüğümüz zaman onu eda ederiz. Belki öğle namazını akşam kılarız ve Allahû Tealâ’dan af dileyerek. “Öğle namazını şu sebeple kılamadığım için, şimdi kılmayı nasip kıldığın için Sana hamd ederim, şükrederim.” diyerek o namaz kılınabilir her zaman. Zamanında kılmaktan biraz daha az derecat kazandırır. Ama sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ herşeyi en güzel şekilde kabul eder. Bir kişinin gerçek bir sebeple zamanında kılamadığı bir namazını evine döndükten sonra eda etmesi, Allahû Tealâ için o kişiye ceza vermesini asla oluşturmaz. O kişi tam aksine, şartlarını Allahû Tealâ bildiği için, o şartlar altında da o kişinin namazını kılması mümkün olmadığı için, Allahû Tealâ onu mutlaka affedecektir.

Sevgili kardeşlerim! Allah'a güvenin. Allah'tan isteyin. Allah verecektir. Allahû Tealâ ister ki; herkes kendisine düşen vazifeyi yapsın. Ama öyle sebepler karşınıza çıkabilir ki; zamanında yapamazsınız. Zamanında yapamadığınız bir namazı sonradan eda edebilirsiniz. Allahû Tealâ onu da kabul eder sevgili kardeşlerim! Yeter ki bunu idrak edelim. “Namazımızı kılamadık ama ilk fırsatta hemen şu namazımızı eda edelim.”

Sevgili kardeşlerim! Araba kullanırken bile bir insan namaz kılabilir. Herşeyin o kadar güzel olduğu bir devrede yaşıyoruz hamdolsun, uçaktaysak, arabadaysak, trendeysek her zaman namaz kılabilecek olan. Otobüsteysek, mümkün ama kılmaya biliriz. O zaman biraz daha içimize belki hüzün gelebilir. Yani; “Ben otobüsteydim. Namazımı kılamadım ama kılsaydım daha güzel olurdu.” diye sonradan düşünebiliriz. Böyle istemiyorsak ayaktayken bile namazımızı eda edebiliriz. Namazımızı eda ettik, ayakta eda ettik. Evimize geldik ama içimiz rahat değil. Problem yok. Aynı namazı bir defa daha kılarız evimizde. Sevgili kardeşlerim! Ne kaybederiz ki? Allah ile bir defa yerine iki defa beraber olmuş oluruz. Herşey çok mu güzel, yoksa bana mı öyle geliyor? Ne diyorsunuz?

Allah razı olsun.