Ben insanlara hep iyilik yapıyorum. Ama karşılığını alamıyorum. Acaba yanlış mı yapıyorum? İyilik yapmaya devam mı etmeliyim? Ne yapmalıyım?

Anasayfa » Ana Sayfa » İyilik Yapmak » Ben insanlara hep iyilik yapıyorum. Ama karşılığını alamıyorum. Acaba yanlış mı yapıyorum? İyilik yapmaya devam mı etmeliyim? Ne yapmalıyım?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Ben insanlara hep iyilik yapıyorum. Ama karşılığını alamıyorum. Acaba yanlış mı yapıyorum? İyilik yapmaya devam mı etmeliyim? Ne yapmalıyım?

Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ sizlere başkalarına iyilik yapmanızı farz kılıyor. İyilik yaparsanız ne olur? Derecat kazanırsınız. Kötülük yapan bir insan ne kaybeder? Derecat kaybeder. Bir insanın cennete girebilmesi kazandığı derecelerin kaybettiği derecelerin ötesine geçmesiyle mümkündür. Kimin kazandığı dereceler kaybettiği derecelerden fazlaysa cennete girecek olanlar onlardır. Öyleyse sevgili kardeşlerim! Bu muhtevayı hepiniz insanlara anlatmalısınız. Onlar da cenneti kazanmalılar.

Aslında bütün insanlar için cennetin kapısı Allahû Tealâ tarafından o kadar kolaylaştırılmış ki; Allah'a ulaşmayı dileyen bir insan, gerçekten kalben bunu dilemişse ve ölmüşse cehenneme gitmez sevgili kardeşlerim; 1. kat cennete girer. Bir kişinin böyle bir hale ulaşması, o kişide mutlaka Allahû Tealâ’nın mürşid sevgisine ulaşmasını sağlaması söz konusudur. Allahû Tealâ o kişiye mürşidini gösterir. O kişi mutlaka hacet namazını kılacaktır, soracaktır. Allah’ın gösterdiği mürşidi öğrenecektir. Ona ulaşıp, tâbî olacaktır. Bu onu 3. kat cennete ulaştırır. Sonra da ruhu vücudundan ayrılan bir insan; onun ruhu mutlaka Allahû Tealâ’nın Zatı’na ulaşacaktır. Ulaşmışsa, bu kişi ermiş evliyadır artık, 3. kat cennetin sahibidir. İşte başka bir şey yapamadı kişi. Bunları gerçekleştirdi ama 3. kat cennetin sahibi de oldu.

Sevgili kardeşlerim! Bütün insanlar için Allahû Tealâ en güzelin oluşmasını istiyor. “İnsanları seviniz.” diyor. “Onları birbirine sevdiriniz.” diyor. “Nefret etmeyiniz.” diyor. “Nefret ettirmeyiniz.” diyor. Allahû Tealâ’nın istediği şey bütün insanların bir armoni içerİsinde Allah’ın emirlerini yerine getirmeleri ve kademeleri birer birer yükselmeleri. Yani:

• Allah'a ulaşmayı dilemek
• Mürşide tâbiiyet
• Ruhun Allah’a ulaşması
• Fizik bedenin teslimi
• Nefsin teslimi
• Muhlis olmak
• Ve iradeyi Allah’a teslim etmek 7 tane safha ifade eder ki; bunların her birini gerçekleştiren bir insan bir üst gök katını hak etmiştir.

Öyleyse sevgili kardeşlerim! Etrafınızdaki insanlara Allah’ın bu güzelliklerini anlatın. Bizim sevgili dîn hocalarımız sadece İslâm’ın 5 tane şartını anlatabiliyorlar. Ötekileri bilmiyorlar. Bilmemekte de haklılar. Çünkü onlara öğretilmemiş. İslâm’ın 5 şartı öğretiliyor insanlara.

Sevgili kardeşlerim! Elbette namaz kılmak da oruç tutmak da zekât vermek de hacca gitmek de kelime-i şahadet getirmek de farzdır. Ama bunlar kimseyi kurtaramaz. Allah'a ulaşmayı dilemeyen bir insan 1. kat cennete giremez sevgili kardeşlerim! Onun için bu İslâm’ın 5 şartı şeytanın İslâm âlemine attığı en büyük tehlikedir. İnsanlar zanneder ki; “Tamam. Ben namaz kılıyorum, oruç tutuyorum, zekât veriyorum, hacca gidiyorum, kelime-i şahadet de getiriyorum. Ben mutlaka cennete girerim.” Ama öyle olmuyor sevgili kardeşlerim!

• Allah'a ulaşmayı dilemeyen bir insan 1. kat cennete giremiyor.
• Mürşidine tâbî olmazsa 2. kat cennete giremiyor.
• Ruhunu Allah’a ulaştıramazsa 3. kat cennete giremiyor.
• Fizik bedenini teslim etmemişse 4. kat cennete giremiyor.
• Nefsini teslim etmemişse 5. kat cennete giremiyor.
• Muhlis olmamışsa 6. kat cennete giremiyor.
• İradesini Allah’a teslim etmemişse 7. kat cennete giremiyor.

Allah kanunu koymuş sevgili kardeşlerim ve kanunu mutlak olarak uyguluyor. O zaman hepimize düşen şey etrafımızdaki herkese Allah’ın güzelliklerini anlatmak olmalı. Onlara bunları anlatmalıyız ve onların da cehennemden kurtulmalarını mutlaka sağlamalıyız sevgili kardeşlerim! “Ben İslâm’ın 5 şartını yerine getiriyorum. Namaz kılıyorum, oruç tutuyorum, zekât veriyorum, hacca gidiyorum, kelime-i şahadet getiriyorum. Bütün bunlara rağmen Allah beni cennetine almayacak mı?” Evet, sevgili kardeşlerim! Almayacak. Allah’ın kanunu şöyle:

• Allah'a ulaşmayı dileyip de ölen bir kişi 1. kat cennete girer.
• Mürşidine tâbî olup da ölen bir kişi 2. kat cennete girer.
• Ruhunu Allah’a ulaştıran bir kişi 3. kat cennete girer.
• Fizik vücudunu teslim eden 4. kat cennete,
• Nefsini teslim eden 5. kat cennete,
• Muhlis olan 6. kat cennete,
• İradesini de Allah’a teslim eden bir kişi 7. kat cennete girer.

Sıralama böyle bir dizayn gösteriyor. Allah’ın kanunlarını kimse değiştiremez.

Sevgili kardeşlerim! Öyleyse İslâm’ın 5 şartı insanları kurtuluşa ulaştıran bir hedef taşıyamıyor. Gerçekten hepsi de farz. Namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek, kelime-i şahadet getirmek; hepsi de farz. Ama Allah’ın temel farzı yok. Allah'a ulaşmayı dilemek söz konusu değil burada ve en önemlisi teslimler yok. Dînimiz İslâm dîni yani teslim olma dîni. Bu dînin, teslim olma dîninin temeli ruhun, fizik bedenin, nefsin ve iradenin Allah’a teslimidir.

Herkes için bu güzelliğin var olduğunu düşünelim. Bütün insanlara bunları açık bir şekilde hedef gösterelim sevgili kardeşlerimiz! İnsanlar Allah’ın bu güzelliklerini yaşadıkça mutluluğu yaşasınlar. Onlara hep en güzelini anlatmaya çalışalım.

Dîn İslâm’ın 5 şartından ibaret değildir. Zaten adı üstündedir. İslâm dîni yani teslim dîni. İslâm’ın 5 şartı; namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek ve kelime-i şahadet getirmek acaba neyimizi Allah’a teslim ettiriyor? Hiçbir teslim söz konusu değil İslâm’ın 5 şartında. Hepsi farz mı? Evet. Namaz kılmak da oruç tutmak da zekât vermek de hacca gitmek de kelime-i şahadet getirmek de farz. Ama mürşide tâbiiyet de farz ve konunun asıl önemli noktasına ulaşıyoruz. Ruhumuzu da Allah’a teslim etmek farz, fizik vücudumuzu da farz, nefsimizi de farz, irademizi de Allah’a teslim etmek farz. Ruhumuzu, vechimizi, nefsimizi ve irademizi Allah’a teslim etmek hepimizin üzerine farz kılınmış Allahû Tealâ tarafından. Yetmez, dînimizin adı İslâm dîni yani Allah’a teslim olma dîni.

Şimdi eğer dînimizin adı ‘Allah’a teslim olma’ dîniyse ve bütün insanlar “Dînimiz namaz kılmayı, oruç tutmayı, zekât vermeyi, hacca gitmeyi ve kelime-i şahadet getirmeyi farz kılıyor.” diyorsa ve bunun ötesini bırakınız başkasına öğretmek kendisi de bilmiyorsa ne ifade eder ki sevgili kardeşlerim bu? Allahû Tealâ açık ve kesin bir şekilde:

“Ruhunuzu da Bana teslim edeceksiniz.” diyor.
“Fizik bedeninizi de, nefsinizi de, iradenizi de Bana teslim edeceksiniz.” diyor Allahû Tealâ sevgili kardeşlerimiz!

Öyleyse bu minval üzere cereyan eden bir olay standardı içinde hepimiz Allah’ın emrini yerine getirmekle mükellefiz. O, Allah’a teslim olmaktır. Ruhumuzu Allah’a teslim etmektir, fizik bedenimizi Allah’a teslim etmektir, nefsimizi Allah’a teslim etmektir ve irademizi Allah’a teslim etmektir. Bir başka ifadeyle İslâm âlemi İslâm’ın 5 şartıyla hedeflerine asla ulaşamaz. Gerçekten namaz kılmak da oruç tutmak da zekât vermek de hacca gitmek de kelime-i şahadet getirmek de farzdır. Ama dînimizin adı ne? İslâm dîni. Yani? Yani Allah’a teslim olma dîni. Biz namaz kılarak, oruç tutarak, zekât vererek, hacca giderek, kelime-i şahadet getirerek neyimizi Allah’a teslim edebiliriz ki sevgili kardeşlerim? Ruhunuzu Allah’a teslim edebilmek için mürşidinize tâbî olmak mecburiyetindesiniz ki; tâbî olduğunuz an (eğer o gerçek bir mürşidse, tâbî olduğunuz kişi) tâbî olduğunuz an ruhunuz derhal sizi terk ederek Allah’a doğru yola çıkan kafileye katılır. Bunun mânâsı 7-8 aylık bir devrenin sonunda ruhunuzun Allah’a ulaşmasıdır. Ulaştığı zaman ermiş evliya olursunuz.

• Allah'a ulaşmayı dileyip de ölen bir kişi 1. kat cennete girerken,
• Mürşidine tâbî olup da ölen bir kişi 2. kat cennete girer.
• Ruhunu Allah’a ulaştıran kişi 3. kat cennete girer.
• Sonra fizik bedenini teslim eder, 4. kat cennete girer.
• Nefsini teslim eder, 5. kat cennete girer.
• Muhlis olur, 6. kat cennete girer.
• İradesini de Allah’a teslim eder ve 7. kat cennete girer.

 7 kat cennet bütün insanlara açıktır. Ama Allah’ın emirlerini yerine getirmek şartıyla… İşte İslâm âleminin karşısındaki şu andaki en büyük tuzak İslâm’ın 5 şartıdır. Hepsi farz mı? Evet farz. Namaz kılmak da oruç tutmak da zekât vermek de hacca gitmek de kelime-i şahadet getirmek de hepsi farz.

• Ama Allah'a ulaşmayı dilemeyen bir insan 1. kat cennete giremez.
• Mürşidine tâbî olmayan bir kişi 2. kat cennete giremez.
• Mürşidine tâbî olup da ruhu Allah’a doğru yola çıkmayan bir insan 3. kat cennete giremez.
• Fizik bedenini teslim etmeyen 4. kat cennete giremez.
• Nefsini teslim etmeyen 5. kat cennete giremez.
• Muhlis olmayan 6. kat cennete giremez.
• İradesini de Allah’a teslim etmeyen 7. kat cennete giremez.

Sevgili kardeşlerim! Bütün bu faktörler boşuna söylenen şeyler değil. Bu muhtevada Allah’ın emrine bakıyoruz. Allah’ın emri bizim dînimizin adına İslâm dîni olarak Allahû Tealâ’nın koyması ve bunun gereği olarak, İslâm dîninin yani teslim dîninin sahiplerinin Allah’a teslim olması. Allah’ın istediği bu sevgili kardeşlerim!

Öyleyse 4 ayrı cepheden ruhunuzun, vechinizin fizik vücudunuzun yani, nefsinizin ve iradenizin Allah’a teslimi üzerinize farzdır. Ama bunları yapmazsanız, Allah’ın cennetine giremez misiniz? Girersiniz. Allah'a ulaşmayı dilediğiniz an 1. kat cennetin sahibisiniz sevgili kardeşlerim! Bu Allah'a ulaşmayı dilemek sizi mutlaka mürşid sevgisine götürecektir. Hacet namazını kılıp, Allah’tan mürşidinizi soracaksınız. Tâbî olduğunuz an 2. kat cennetin sahibisiniz ve tâbî olduğunuz an, zaten ruhunuz vücudunuzu terk edip Allah’a doğru yola çıkacaktır. 7-8 aylık bir devrenin sonunda ruhunuz mutlaka Allahû Tealâ’ya ulaşacaktır. Allahû Tealâ açık ve kesin olarak bunun garantisini veriyor:

42/ŞÛRÂ-13: Şeraa lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrakû fîhi, kebure alâl muşrikîne mâ ted’ûhum ileyhi, allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).
(Allah) dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiği (farz kıldığı) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya vasiyet ettiğimiz şeyi Sana da vahyederek, size de şeriat kıldı. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah’a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).


“Kim Bana ulaşmayı dilerse Ben onu Kendime ulaştırırım.” diyor.

Öyleyse Allah’ın sözü var. Sözünü mutlaka yerine getirecektir ve o kişi Allah’ın sözünü yerine getirmesiyle ruhunu Allah’a ulaştırıp teslim edecektir. İşte bu 1. teslimdir ki; Allahû Tealâ buraya kadar olan kesimleri herkese garanti ediyor. İfade aynen şöyle: “Kim Bana ulaşmayı dilerse Ben onu Kendime ulaştırırım.” “Ben ulaştırırım.” diyor Allahû Tealâ.

Allah razı olsun.

Benzer konular