Tasavvufla günümüz dîn tatbikatı arasında nasıl bir fark vardır?

Günümüz dîn tatbikatı İslâm’ın 5 şartına indirgenmiş vaziyette: Namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek, kelime-i şahadet getirmek. Bu dîn değildir. Dînin dîn olabilmesi için insanı hedeflere ulaştırması lâzımdır. Ve Allahû Tealâ ruhumuzu da fizik bedenimizi de nefsimizi de irademizi de Allah'a teslim etmemizi Kur’ân-ı Kerim'deki ayrı ayrı âyetlerle farz kılmış üzerimize. Ruhumuzu da teslim etmek mecburiyetindeyiz, fizik bedenimizi de nefsimizi de irademizi de.

Peki, teslim etmezsek ne olur, cehenneme mi gideriz? Hayır. Daha Allah'a ulaşmayı dilediğiniz anda 1. kat cennetin sahibisiniz. Sevgili kardeşlerim! Eğer yaşarsanız, mutlaka Allahû Tealâ sizi mürşidinize ulaştıracaktır. Tâbiiyetinizi gerçekleştirdiğiniz anda ruhunuz vücudunuzu terk edecektir. Ve o noktadan itibaren 7-8 aylık bir devrede de ruhunuz Allah'a ulaşacaktır. Hedefinize ulaşmış ve ermiş evliya olmak şerefine ermiş olacaksınız, vasıl olmuş olacaksınız. Bundan sonraki teslimler, ruhun tesliminden sonra fizik vücudun teslimi, nefsin teslimi ve iradenin teslimi daha sonraki safhalardır ve zikrin giderek artışını icap ettirir. Öyle ki, iradenin teslimi hiçbir zaman daimî zikre ulaşmadan mümkün olamaz.

Allah razı olsun.