Osmanlı’nın Nizam-ı Âlem olmasının arkasında ne vardı?

Anasayfa » Ana Sayfa » Tasavvuf » Osmanlı’nın Nizam-ı Âlem olmasının arkasında ne vardı?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Osmanlı’nın Nizam-ı Âlem olmasının arkasında ne vardı?

Allah’a yakınlık vardı. Osmanlı, padişahından en ufak askerine kadar her açıdan Allah’a bağlıydı. Bir ülke düşünün; herkes tasavvuftandı. Tasavvufun çeşitli bölümlerine sahip olan insanlar ama mutlaka bir mürşide bağlanmış bir Osmanlı İmparatorluğu… Böyle olduğu sürece Osmanlı cihan hâkimiyetini devam ettirdi. Sonra bazı şeyler değişti ve insanlar özellikle cumhuriyetten sonra bu istikametteki görevlerini tamamlamak veya tamamlamamak konusunda birbirinden farklı sonuçlara ulaştılar.

Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ; “Ve le zikrullâhi ekber.” diyor.

“ve: Ve.
le: Mutlaka.
zikrullahi: Allah’ın ismini “Allah, Allah, Allah…” diye tekrar etmek
ekber: Daha büyüktür.” diyor.

Bu, Allahû Tealâ’nın kanunu. Ve şimdi şu anda İslâm tatbikatına bakıyoruz. Şu anda İslâm tatbikatını gösteren bizim sevgili âlimlerimiz, “Namaz kılmak.” diyor, “Oruç tutmak.” diyor, “Zekât vermek.” diyor, “Hacca gitmek.” diyor, “Kelime-i şahadet getirmek.” diyor. “İşte İslâm’ın şartı 5’tir. Bunları yaptın mı doğru posta cennete girersin.” diyor.

Allahû Tealâ, “İslâm, teslim olandır.” diyor. Namaz kılarak, oruç tutarak, zekât vererek, hacca giderek, kelime-i şahadet getirerek hiç kimse Allah’a teslim olamaz. Allah’a teslim, mutlaka Allah’a mürşidini sormak, o mürşide, hacet namazını kılmak, Allah’tan mürşidini sormak ve Allah’ın gösterdiği ki; mutlaka gösterir, eğer kişi bunu gerçekten istemişse. Kalbinden istemişse mutlaka Allahû Tealâ gösterir mürşidini. O mürşide veya o mürşidin kendi bulunduğu yerde bulunan bir talebesine ama yetkili olan bir talebesine ulaşarak bu kişi de görevini gerçekleştirmiş olur. Allah razı olsun.

Benzer konular